Yeşil Binalarda Yarış! LEED’e Karşı BREEAM: En İyisi Hangisi?
Yeşil bina belgelendirme sistemleri olan İngiliz BREEAM ve Amerikan LEED Türkiye’de gündemde. Fakat hangisini seçmemiz gerekiyor. Biri diğerinden daha mı iyi?
Her ne kadar İngiliz pazarında açık ara önde olan BREEAM sertifikaları olsa da, küresel portfolyaları için tutarlılık sağlamak isteyen çok uluslu şirketler LEED sertifikasını tercih ediyor. LEED’in pazardaki gücünün en önemli nedenlerinden birisi Amerika pazarını benimseyerek yola başlaması diyebiliriz. Fakat İngiltere pazarı için LEED’in bu pazar gücü, BREEAM’in oturmuş ve köklü olan pazar payına bakıldığında, bir handikap. Bu noktada LEED, pazarlama politikasını çok doğru bir şekilde yönetiyor.
Her iki sistemin yönetmeliklerine yansıyan belirgin farklılıklardan bahsetmek de mümkün. Örneğin LEED için verilen krediler maliyete dayalı iken BREEAM ise kredilerde karbon emisyonlarını kullanıyor. Bir diğer örnek ise uygulamalarla ilgili. LEED, ışık ölçüsü olarak ‘lux’ yerine ‘footcandles’ kullanıyor. Aynı zamanda kullanıcılar Amerikan ASHRAE Enerji modelini kullanarak kredi alabiliyorlar.
Peki ama iki sistem daha detaylı olarak nasıl karşılaştırılabilir? Bu karşılaştırmanın yapılabilmesi için aynı binanın her iki sistem için varolan derecelendirme sürecine dahil olması gerekiyor. Bu karşılaştırma koşulunu sağlamak için İngiltere’de yapılan bir proje için hem LEED ‘Platinum’ ve hem de BREEAM ‘Excellent’ kredi notu verilmesi hedefleniyor.
Diğer bir fark ise uygulama zorluğu ile ilgili. LEED için biraz daha kolay bir sistem diyebiliriz. Ama bu kolaylık eğer bina sahipleri çevresel performansını arttırmak isterlerse bir zayıflık olarak da nitelendirilebilir. Bu fark su kullanımını derecelendirme sürecinde görülüyor. Örneğin BREEAM’de su kredileri yıllık bir kullanıcının metre küp olarak harcadığı suyun değerlendirmesine göre yapılırken, LEED’de ise su kullanımının azaltma yüzdesine göre hedef belirlenmiştir. Su kullanımı % 40 oranında azaldığında, LEED sistemi için maksimum kredi notuyla derecelendirilen kullanıcı, BREEAM’de sadece 1-2 kredi notuyla derecelendiriliyor.
Sonuç olarak diyebiliriz ki BREEAM şuan için İngiltere pazarına, hem İngiliz yasalarına ve standardlarına yakınlığı dolayısıyla ve hem de daha ucuz oluşu nedeniyle daha hakim durumda. LEED ise özellikle değerlendirme yönündeki ihtiyaçları sağladığı için gelişme sağlıyor ve global olarak daha çok bilindiği için de çok uluslu şirketler tarafından tercih ediliyor. Eğer LEED İngiliz pazarına ayak uydurabilirse alanında daha da ilerleyebilecek. BREEAM de bu süreçte standardlarını LEED’in de yönlendirmesiyle güncelleyerek global pazarda kendine yer açmaya çalışyor. Bu rekabet ortamı, her iki stanadard için de önemli gelişimler sağladığından aslında çok önemli. Yakın gelecekte yeşil binalar için en uygun standardlara da bu şekilde ulaşılacak gibi gözüküyor.
Her iki belgelendirme sistemine yapı ürünleri üreticilerini hazırlayan Metsims, üretici firmaların bu belgelendirme sistemlerinde ilave puanlama fırsatlaraı yakalamalarını sağlamak için uluslararası geçerliliği olan Environmental Product Declarations (EPD) belgelerini temin ediyor.